iframe src="https://www.facebook.com/plugins/share_button.php?href=https%3A%2F%2Fuludergah.tr.gg%2F&layout=button_count&size=small&mobile_iframe=true&width=80&height=20&appId" width="80" height="20" style="border:none;overflow:hidden" scrolling="no" frameborder="0" allowTransparency="true" allow="encrypted-media"> ALEVİ, İNANCI DİN BİLGİLERİ SAYFASI, Fahrettin ŞahmerdanHızıraşkına
   
 
  Hz.Hüseyin'in Kerbela'da konuşması




HZ. HÜSEYİN’İN KERBELÂ’DA KONUŞMASI

Diyor ki, Allah Rasulünün reyhan kokulu torunu, karşısındaki, peygamber hukukundan azıcık nasibi olabileceğini düşündüğü, Peygamber hatırasına azıcık hürmet edebileceğini umud ettiği, içlerinde yürek taşıdığını sandığı canavar gürühuna:
 
“Ey insanlar! Soyumu söyleyin, ben kimim? Sonra kendinize gelin, nefsinizi kınayın. Bakın, beni öldürmeniz, hürmetimi gözetmemeniz size caiz midir? Ben, Peygamberinizin kızının oğlu değil miyim? Ben, Peygamberinizin vasisi ve amcası oğlunun oğlu değil miyim? Ben, herkesten önce Allah’a iman eden ve Peygamber’in risaletini tasdik eden kimsenin oğlu değil miyim? Seyyid-uş Şüheda olan Hamza, babamın amcası değil midir? Cafer-i Tayyar amcam değil midir? Peygamber’in benim ve kardeşim hakkındaki: “Bu ikisi cennet gençlerinin efendileridir” sözünü duymamış mısınız?
 
“Eğer sözümü tasdik ederseniz, bu söylediğim sözler bir gerçektir. Allah’a andolsun ki, Allah Teala’nın yalancıya gazab ettiğini ve uydurduğu sözün zararını kendisine çevirdiğini bildiğim günden beri yalan söylemiş değilim. Eğer beni yalanlarsanız şimdi müslümanların arasında Peygamber’in ashabından olan kimseler mevcuttur; bunu onlardan soracak olursanız size söylerler. Cabir b. Abdullah-i Ensari, Ebu Said-i Hudri, Sehl b. Sa’d-is Saidi, Zeyd b. Erkam ve Enes b. Malik’ten sorun, öğrenin; şüphesiz onların hepsi, Resulullah’ın benim ve kardeşimin (Hasan’ın) hakkında buyurduğu sözü duymuşlardır. Bu sözler, sizi kanımı dökmekten alıkoymuyor mu?”
 
“Ben ve kardeşim hakkında Peygamber’in buyurduğu bu sözde şüpheniz varsa benim Peygamberinizin kızının oğlu olduğumda da mı şüphe ediyorsunuz? Allah’a andolsun ki, doğu ve batı arasında (bütün dünyada), sizin ve dışınızdakiler arasında da Resulullah’ın benden başka torunu yoktur. Yazıklar olsun size! Acaba öldürdüğüm bir kimse veya zayi ettiğim bir mal ya da (size vurduğum) bir yara karşılığında mı beni cezalandırmak istiyorsunuz?
 
“Ey insanlar! Allah’a andolsun bundan sonra süvarinin bineğe binerek meydanda gezdiği süre miktarınca dünyada kalırsınız. Bu sözü babam, ceddim Resulullah’tan bana nakletti. Bilin ki Hüseyin’in ümidi ancak yüce Allah’adır. Çünkü hayatı Allah’ın kudreti elinde olmayan kimse yoktur. “Yok, yok, yok!
--------------------------
Yürekler harekete geçmez. Yüreklerin içi boşalmıştır sanki… Orada, göğüslerin içinde yürek yerine bir kaya parçası vardır sanki… Oklar, kılıçlar ve mızraklar konuşur yürekler yerine… kan konuşur. Söz, vahşetindir.
 
Hazreti Hüseyin’le birlikte Medine’den gelenler birer birer şehit olurlar. Herbirinin şehadeti ayrı bir destandır. Onlardan biri Ebuzer-i Giffari’nin kölesi Cevn’dir. İşte onun can pazarına yansıyan pırıltısı:
 
“Cevn, İmam Hüseyin’in huzuruna çıkarak meydana gitmek için izin istiyor.
 
Hazreti Hüseyin: “Ey Cevn, diyor, sen afiyet ve asayiş ümidiyle bizimle buraya kadar geldin; şimdi kendi yoluna gidebilirsin.”
 
Cevn Hazreti Hüseyin’in (a.s) ayaklarına kapanarak şöyle diyor: Ey benim imamım! Ben kötü kokulu, hasebi düşük ve rengi siyah bir köleyim. Güzel kokulu, şerif hasebli ve beyaz renkli olmam için cennete girmeme müsade edin. Allah’a andolsun ki, benim siyah kanım siz Resulullah’ın (s.a.) Ehl-i Beyt’inin pak kanlarına karışıncaya kadar sizi bırakmam.
 
Bunun üzerine Hazreti Hüseyin Cevn’a izin veriyor. Cevn meydana gidiyor, vuruşuyor ve şehid oluyor. Hazreti Hüseyin onun başı ucuna gelerek buyurdu ki: “Allah’ım! Onun yüzünü ak et, kokusunu güzelleştir, onu salih kişilerle haşret ve onu Muhammed ve Ehl-i Beyt’iyle haşret.”
 
Artık sıra Ehl-i Beyttedir. Ehl-i Beyt’ten savaş meydanına ilk çıkan Hazreti Hüseyin’in büyük oğlu Ali Ekber olur. Ali Akber, torunlar içinde Rasulullah Efendimize en çok benzeyendir. O savaşa giderken Hazreti Hüseyin “Allah’ım! Şahid ol ki, halk içinde Peygamber’in Muhammed’e en çok benzeyeni bu kavmin üzerine gidiyor. Biz Peygamber’i görmek istediğimizde ona bakıyorduk. Allah’ım!” diyerek uğurlar. Ali Ekber parça parça edilir vahşet güruhu tarafından.
 
Hazreti Hasan’ın oğlu Kasım, girer savaşa ve şehit olur. Henüz 13 yaşındadır. Hiçbir şey, hiçbir şey yüreklerinde bir kıvılcım oluşturmaz vahşet güruhunun. Sonra… sonra… Hiç anlatılamayacak şeyler oldu. Savruldu göklere Şehit Hüseyin’in ve Ehl-i Beyt’in muazzez kanları… Ondan beri dinmeyen bir ağıt vardır mü’minlerin gönlünde… Bir yara… Bir sancı… Bir fay hattı, bir uçurum…
Bir de ders olsa keşke…
 

İKTİDAR HIRSI

 
Neleri nasıl unutuyor insanlar, gözleri ve gönülleri kararınca… Neleri nasıl çiğniyor… Peygamber emanetine kılıç çekmek… Bu nasıl bir şeydir! Ve Peygamber (s.a.)’in ahirete irtihalinden sadece yarım asır sonra… Peygamber neslinin henüz yeryüzünden çekilmediği bir zamanda! Nasıl bir şey!
 
Bir ders! İktidar hırsını, kabile-kavim asabiyyetini Müslümanlığının, mukaddes değerlerinin, Peygamber hatırasının önüne geçirmemek için iz’an…
 
Yol içinde yol ararsan yol muhammed Ali'nindir
 
 1✔İlim, hakikate giden yolları aydınlatan ışıktır.
2✔İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır
3✔Yolumuz; ilim, irfân ve insanlık sevgisi üzerine kurulmuştur.
Hünkâr Hacı Bektaş'ı veli
Yolumuz Hakk Muhammed Ali yoludur
 
Ya Allah ya Muhammed ya Ali Diyenlerdeniz
Kalsın gönül yol kalmasın-
 
Alevilik,
Hakk Muhammed Ali, Ehl-i Beyt ve Oniki İmam kutsallığını, sevgisini, sevdasını yüreğinde taşıyan;
Keremler Sultanı Ali’yyel Murtaza’nın Hazreti Muhammed’in vekili, vasisi, halifesi, imamet kapısının başı, velayet kapısının şahı olduğuna inanan;
Ali evine ve onun soyuna bağlanan, ikrar-ı bent olup Ali evinin İslam tasavvufu inancıyla hareket
eden;
Hazreti Ali’nin adaletinden, onun insani değerlerinden ayrılmayan;
insanı merkez alıp, yüreği insan sevgisiyle dolu, insanın hak ve hukukuna, bütün canlıların hak ve hukukuna riayet eden; çevre dengesiyle uyum içinde yaşamayı ilke edinen;
bütün inançlara saygı ve hoşgörüyle bakan; din, dil, ırk, cins, renk farkı gözetmeyen;
eline, diline, beline, işine, aşına, gözüne sahip olma ilkesiyle hareket eden;
inançlı, imanlı, ikrarlı, itikatlı insanları bünyesine alarak, onları Hakk’a ulaşmaları için manevi olarak
donatıp doyuran, onlara Hakk’ın hakikatini, göksel hazinenin sırlarını
öğreten;
dört kapı kırk makam, İnsan-ı Kâmil olma yolunda kendini kendisinde fark ettiren; sevgi, hoşgörü, paylaşım, muhabbet, şefkat, erdem, merhametle hareket eden; kinden, kibirden, buğuzdan, kötü duygu ve davranışlardan uzak olmayı yeğleyen; zalimin, sömürenin karşısında yer alıp fakirin, yoksulun, yetimin, garibanın, ezilenin yanında olan; emeği kutsal bilen; ilim, irfan, kemalet ve marifetli bir toplum yaratmak için çalışan; insanlara ve insanlığa hizmet etmeyi ilke edinen; Hakk’ı insanda, insanı Hakk’ta gören; bilimsel temelde hareketi esas alan; Hazreti Ali soyuna dost olanla dost olan, düşman olandan uzak duran bir inanç sistemidir.

Kısaca. Kızılbaşlık Nedir :
Uhut şavaşında yezit ordusu ile Savaşırken sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed( s.a.v) yaralanır dişi kırılır kanı yere düşmemesi için
Hz .Ali başındaki sarığı kanı durdurması için 
Sevgili Peygamberimizin kırılan dişine yarasına tutar ve kan durur . sevgili Peygamberimiz Hz muhammed ( s.a.v ) derki. Ya Ali eğer kanımın bir damlası yere düşseydi dünya Helak olurdu der...Hz.Ali o kanlı sarığı başına sarar yezitlerle şavaşır. Yezit ordusu
Hz Aliye kızılbaşlı der..kızılbaşlık ordan kalma işte kızıl kan sevgili Hz.Muhammed ( s.a.v ) kanıdır....Hala yezit EHLİBEYT'in kanını akıtmakta..
( Fahrettin ŞahmerdanHızıraşkına )
insan olduğunu asla unutma
 
Girdim ilim meclisine,
eyledim kıldım talep;
Dediler ilim geride,
illa edep illa edep... -
Yunus Emre

Hak Yolunda ilerlemek
Yürek işidir, Akıl işi Değil…
Kılavuzun Daima Yüreğin
Olsun, Omzun Üstündeki
Kafan Değil. Nefsini
Bilenlerden Ol;
Silenlerden Değil..
Yol cümleden uludur, kalsın gönül yol kalmasın
 
Biz dürüst insanlar kendini hakka vermiş bireyler olarak. Sevgiyi kendi özümüzde hak bilmişiz.
Yansakta gerçek sevgiden ayrılmayız,
Şu bir gerçekki, dürüst samimi sadık olan, aşktan mahrum edilmiş, bir avuç aşka sevgiye muhtaç kalmış bireyleriz.. Fedakâr cefakâr olan iyi insanlardır. Dünyada Nankörler çok. 

Üzümü hakka vermiş,bir garip devrişim yansamda yakılsamda, sahte aşklara kanmazam, Hak muhammed Ali yolundan ayrılmazam..
Şahım yoluna serimi vermişim, doğru yolu kendimde hak bilmişim..
Hak aşkına...Şah-ı Merdan Ali aşkına
Gerçeğe hü . aşk ile.
Fahrettin ŞahmerdanHızıraşkına
 
Yol cumleden uludur 101591 ziyaretçi (147261 klik) Yolumuz islamın özü Hak Muhammed Ali yoludur
ALEVİ, İNANCI DİN BİLGİLERİ SAYFASI, Fahrettin ŞahmerdanHızıraşkına Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol