iframe src="https://www.facebook.com/plugins/share_button.php?href=https%3A%2F%2Fuludergah.tr.gg%2F&layout=button_count&size=small&mobile_iframe=true&width=80&height=20&appId" width="80" height="20" style="border:none;overflow:hidden" scrolling="no" frameborder="0" allowTransparency="true" allow="encrypted-media"> ALEVİ, İNANCI DİN BİLGİLERİ SAYFASI, Fahrettin ŞahmerdanHızıraşkına
   
 
  Hz.Ali'yi zikir eden erenler ve ozanlarımız






HZ. ALİ'Yİ ZİKİR EDEN ERENLER VE OZANLARMIZ 

......................................
 

7 ULU OZAN GÖZÜ İLE HZ. ALİ

PİR SULTAN ABDAL’IN GÖZÜ İLE. 

 
Alevi inancında 7 Ulu Ozandan biri olan Pir Sultan Abdal, 15. Yüzyılda yaşamıştır. Asıl adı Haydar olan Pir Sultan Abdal’ın Sivas’ ın Yıldızeli ilçesine bağlı Banaz köyünde yaşadığı sanılmaktadır. Yaşam öyküsü Alevi / Bektaşi toplumunun deyiş ve söylencelerine dayanır. Osmanlı imparatorluğuna karşı Safevi Türk Kızılbaş Devletini savunan Pir Sultan, döneminin toplumsal sorunlarını kendisine konu edinmiş, deyiş ve şiirleri ile halkı bu uğurda motive etmiş ve ileri düzeyde etkilemiştir.
 
Binbir adı vardır birisi Hızır,
 
Her nerde çağırsam orada hazır.
 
Ali’m Padişahtır Muhammed vezir
 
Bu fermanı yazan Ali değil mi?
 
Pir Sultan Abdal’am ben bir fukara
 
Acep bulunur mu derdime çare
 
Yüzü kara nasıl varam huzura
 
Divanda oturan Ali değil mi?
 
Ali ile Muhammed kurdu bu yolu
 
Mümine saçıldı tarikat gülü
 
Bir ulu dergâhtır sürelim demi
 
Ali ile Muhammed’in aşkına
 
Ben gayrı nesne bilmezem
 
Allah bir Muhammed Ali
 
Özümü gayra salmazam
 
Allah bir Muhammed Ali
 

SEYYİT İMADETTİN NESİMİ’NİN GÖZÜ İLE 

 
Alevi inancında 7 Ulu Ozandan biri olan Seyyid Nesimi, Irak / Bağdat’ ın Nesim kasabasında yetişmiş, Diyarbakır yöresine yerleşen Azeri asıllı Türkmen’lerdendir. Halep’te, asıl adı Ebu Abdullah Hüseyin bin Mansur el Beyzavi el Hallac olan Alevi / Bektaşi literatüründe genellikle Hallacı Mansur ismi ile anılan zatın (Enel – Hak / Vahdet- i Vücud -/-Tanrı ile varlığın bütünleşmesi) felsefesini dile getirdiği için derisi yüzülerek 1417 yılında Halepte şehit edilmiştir. (Bazı tarihler ise bu şehadetin 1403 yılı olduğunu yazarlar)
 
(Hallacı Mansur Hicri 244 / Miladi 858 yılında Beyza yakınlarında bir kasaba olan Tur’da doğmuştur.26 Mart 922 de Abbasi Halifesi Muktedir’in emri ile Bağdat’ta asılarak, uzuvları kesilerek işkence ile öldürülmüştür. Hallacı Mansur’un babası Müslüman, dedesi ise Mezdek inancındandır. Hallac-ı Mansur bazende Muhammed bin Ahmet el-Farisi adını kullanmıştır)
 
Ey benim Şahım, sığınağım,
 
Fazlı Rahmanım Ali,
 
Selam ey Şah-ı Merdan Ali
 
Selam ey Fazl-ı Yezdan Ali!
 
 
 

ŞAH İSMAİL’İN (ŞAH HATAYİ) GÖZÜ İLE

 
Alevi inancında 7 Ulu Ozandan biri olan Şah İsmail Hatayi, Azeri asıllı Türkmen’dir. Babası Şeyh Haydar, anası Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ ın kızı Alemşah Halime Begüm Sultan’dır. 1487 yılında Güney Azerbaycan’ ın Erdebil kentinde doğmuştur. Alevilerinin Cemlerinde deyişleri en çok okunan 7 Ulu Ozandan biridir. Şah İsmail Hatayi, 1500 yılında Erzincan’nın Sarıkaya Yaylasında, Seyyid Ocakları mensubu Dedeler ile Türkmen aşiret ve oba beylerinin katıldığı büyük Türkmen kurultayına başkanlık etmiş ve 9 Eylül 1502 tarihinde de Tebriz’de “Safevi Türkmen Kızılbaş Devletini” kurmuştur. Osmanlı padişahı Yavuz’ la 19 Mart 1514’ te yaptığı Çaldıran Savaşını kaybetmiş, 1524 ‘ te 37 yaşında iken Azebaycan’ da Hakk’a yürümüştür. Kabri Erdebil’ dir.
 
Sufi Mezhebimin Nesin Sorarsın 
 
Biz Muhammed Ali Diyenlerdeniz 
 
Gözlüye Gizli Yok Ya Sen Ne Dersin 
 
Biz Muhammed Ali Diyenlerdeniz 
 
Eğnimize Kırmızılar Giyeriz 
 
Halimizce Her Manadan Duyarız 
 
Katarda İmam Cafer’e Uyarız 
 
Biz Muhammed Ali Diyenlerdeniz 
 
Her Kimin Ki Çerağını Hak Yakar
 
Mümin Olanları Katara Çeker
 
Aslımız On İki İmama Çıkar
 
Biz Muhammed Ali Diyenlerdeniz
 
Biz Tüccar Değiliz Alıp Satmayız
 
Erkan Gözetiriz Yoldan Sapmayız
 
Gönlümüz Ganidir Kibir Tutmayız
 
Biz Muhammed Ali Diyenlerdeniz.
 
Muhammed Ali’dir Kırkların Başı 
 
Uralım Yezid’e Laneti Taşı 
 
Hünkar Hacı Bektaş Veli’dir Eşi 
 
Biz Muhammed Ali Diyenlerdeniz
 
Baharda Açılır Gonca Gülümüz
 
Ol Dergaha Doğru Gider Yolumuz
 
On İki İmam İsmin Okur Dilimiz
 
Biz Muhammed Ali Diyenlerdeniz
 
Şah Hatayi’m Eydür Muhammed Ali
 
Onlardan Öğrendik Erkanı Yolu
 
Ali Muhammed’dir Muhammed Ali
 
Biz Muhammed Ali Diyenlerdeniz
 

FUZULİ’NİN GÖZÜ İLE.   

 
Alevi inancında 7 Ulu Ozandan biri olan Fuzili’nin asıl adı Mehmet’tir. 1504’ te Kerkük te doğmuştur, Kerkük’te Bayat Türkmen boyunun Karyağdı soyundan gelmektedir. Kitaplar, Fuzuli’ nin en büyük dileğinin uzun yıllar başında beklediği ve gönüllü bekçilik yaptığı, Hz. Hüseyin’in kabrinin bulunduğu Kerbela’da ölmek olduğunu ve bunu vasiyetinde belirttiği için, veba hastalığı salgını sırasında Hakka yürüdükten sonra naaşının orada kaldırıldığını yazarlar. Fuzuli’ nin en önemli yapıtı Kerbela olayını da anlatan “ Hadikat’ üs - Süeda” (Saadete Erenlerin Bahçesi) adını taşıyan çalışmasıdır.
 
Düştü Hüseyin atından Sahra-i Kerbela’ya,
 
Cibril koş haber ver Sultan’ı Enbiyaya
 
........................
 
Şukr-ı Huda ki sâye fekendest ber serem,
 
İkbal-i müstedâm-ı tü ya Murtezâ Ali,
 
Behr-i necat ber heme çün tâat-ı Hudâ
 
Farzest iktiram-ı tü ya Murtezâ Ali,
 
Mânend-i Kâ’be ma’bed- ins u melaikest,
 
Her câ buved makaam-ı tü ya Murtezâ Ali,
 
Her lehze miresed be Fuzüli hezar feyz
 
Ez hân-ı âm-ı lûtf-ı tü ya Murtezâ Ali.
 
Türkçesi: Şükür olsun Tanrıya ki ya Murteza Ali, senin daimi ikbalin, başıma gölge salmıştır. Sana hürmet etmek kurtuluş için Tanrıya ibadet gibi herkese farzdır. Makamın neresiyse orası, Kâbe gibi insanlarıın da ibadetgâhıdır, meleklerin de. Lûtfunun umumi ve şâmil sofrasından Fuzüli’ye her an binlerce feyiz erişmektedir.(55)
 

YEMİNİ’NİN GÖZÜ İLE

 
Alevi inancında 7 Ulu Ozandan biri olan ve asıl adı Fazıl oğlu Mehmet olan Yemini, 15. yüzyılın sonu ile 16. yüzyılın ilk yarısında Tuna Irmağı bölgesinde yaşadı. 1519’da yazdığı ve Alevilerce kutsal kabul edilen, Hz. Ali’ nin mitolojik yaşamını konu edinen “Faziletname” (Erdem kitabı) adındaki 7300 beyitten oluşan manzum bir eseri bulunmaktadır. Bir erdem kitabı olan bu kitap, Hz. Ali’nin yaşamının, ehlibeyt ve Hz. Ali sevgisinin yoğun bir biçimde işlendiği temel yapıtlarından biridir.
 
Dediler ki keramet kanı Hayder
 
Dayanmaz derdimin derrnanı Hayder
 
Kamu mümin’lerin kalbinde mihrin
 
Olubdur dini hem imanı Hayder.
 
İmamü’l Müttekinsin bellü bayık
 
Erenler merdinin merdan’ı Hayder
 
Cemad’a dil verirsin emr-i Yezdan
 
Verir nutkun ölüye canı Hayder.
 

VİRANİ’NİN GÖZÜ İLE

 
Alevi inancında 7 Ulu Ozandan biri olan Virani, 16. Yüzyılda Eğriboz adasında doğmuştur. Hurufiliği benimsemiş bir Bektaşi ozanıdır. Bir süre Necef’te Hz. Ali’nin türbesinde türbedarlık yapmıştır. Virani, Balkanlarda Demir Babadan babalık icazeti almış, Hz. Ali’ ye olan aşkını dile getiren çok sayıda şiir yazmıştır. Virani’ ye göre “Evrende ve bütün nesnel varlıklarda görünen” Hz. Ali’ dir.
 
İstemem alemde gayrı meyvayı
 
Tadına doyulmaz balımdır Ali
 
İstemem eşyayı verseler dahi
 
Kokmazam sünbülü gülümdür Ali
 
Ali’mdir kadehim Ali’mdir şişe
 
Ali’m sahralarda morlu menekşe
 
Ali’m dolu yedi iklim dört köşe
 
Ali’m saki Kevser dolumdur Ali
 
Ali vahid şah-ı Resul kibriya
 
İmam Hasan Hüseyn Şah-ı Kerbela
 
İmam Zeynel-Aba ol sahib-liva
 
Büküldü kametim dalımdır Ali
 
Muhamrned Bakır’dır tendeki canım
 
Ca’ferüs -Sadık’tır dinim imanım
 
Musa-i Kazım’dır derde dermanım
 
Varlığım kalmadı malımdır Ali
 
Aliyyür -Rıza’dır Şah-ı Horasan
 
Taki ile Naki gösterdi burhan
 
Hasanül-Askeri mah-ı dırahşan
 
Yokladım talihim falımdır Ali
 
Muhamrned Mehdi’dir sahibüz-zaman
 
Oniki İmam’a kul oldum heman
 
Ma’sum-ı pakandır envar -ı cihan
 
Esrar-ı Huda’ya alemdir Ali
 
Virani’yem düştüm şimdi derdine
 
Vücudum gark oldu çile bendine
 
Gönül sormaz oldu kendi kendine
 
Söyler dehanımda dilimdir Ali
 

KUL HİMMET’İN GÖZÜ İLE

 
Alevi inancında 7 Ulu Ozandan biri olan Kul Himmet, Tokat / Almus ilçesi / Varsıl köyündendir. 16. Yüzyılın ikinci yarısında yaşamıştır. Bütün nefeslerinde Hz. Ali, 12 İmamlar ve Hacı Bektaş Veli’yi büyük bir içtenlikle anlatır. Ölüm ve doğum Kul Himmet’ in nefesleri Alevi Cemlerinin vazgeçilmez nefesleri arasındadır. İyi bir tekke eğitimi gören Kul Himmet in, Pir Sultan Abdal’a bağlı olduğu, onun çevresinde yetiştiği, onun müridi olup onu izlediği şiirlerinden açıkça anlaşılmaktadır.
 
tarihleri belli değildir. 
 
Bugün yâr bize geldiGülleri taze geldi 
 
Önünde Kanber ile, Ali Murtaza geldi. 
 
Ali benim mâhımdır, Kâbe kıblegâhımdır
 
Mir’aç’taki Muhammed. O benim padişâhımdır.
 
             …
 
Şu benim sevdiğim Muhammed Ali
 
Kumru dost dost deyü öten Ali’dir 
 
Sakınan çağıran mahrum mu kalır 
 
Şu sefiller carına yeten Ali’dir 
 
Ali’m tutdu Zülfikâr’ın sapını
 
Döndürdi kâfirin dine hepini
 
Mağribde attı kudret topunu
 
Maşrıkta uzatıp tutan Ali’dir.
 

KAYGUSUZ ABDAL’IN GÖZÜ İLE

 
Anadolunun bazı yörelerinde adı 7 Ulu Ozandan biri olarak anılan Kaygusuz Abdal’ın asıl adı Alâeddin Gaybî’dir. Padisah II. Murat (1421-1451) döneminde ve 1341-1444 yılları arasında yaşadığı, babasının Alaiye (Alanya) Beyi Hüsameddin Mahmud olduğu söylenr. Doğduğu ve öldüğü yer ve yıl kesin olarak bilinmiyor.
 
Abdal Musa’nın,Elmalı’daki dervişlerindendir. Uzun yıllar orada hizmet ettikten ve Rumeli’yi gezdikten sonra Mısır’a giderek Kahire’de, Kasr-ül ayn dergahını kurmuştur.
 
Ali’ye İsmullah derler,
 
Yüzüne secde ederler,
 
Taş yerine koyarlar,
 
Koyamazsın demedim mi? 
 
Bu Kaygusuz ezeliden,
 
Himmet almış ol Veliden,
 
Oku ilmini Ali’den,
 
Doyamazsın demedim mi?
 
Kılıç sallar Yezidlerin kasdına
 
Ali Zülfikar’ın almış destine
 
Tümen tümen genç Ali’nin üstüne
 
Erler gelir şahım Abdal Musa’ya.
 
Her matem ayında kanlar dökülür
 
Demine Hü deyü gülbank çekilir
 
Uyandırıp Hak çırağı yakılır
 
Erler gelir şahım Abdal Musa’ya.
 

SİVAS / MADIMAK ŞEHİTLERİNİN GÖZÜ İLE HZ. ALİ

 

MUHLİS AKARSU’NUN GÖZÜ İLE

 
Muhlis Akarsu, 1948 yılında Sivas / Kangal ilçesi Minarekaya köyünde doğdu. Küçük yaşlarda katıldığı muhabbetlerde ve cemlerde Alevi - Bektaşi felsefesini öğrendi, saz çalıp türkü söylemeye ve beyitler okumaya başladı. Alevi ozanlarından, Pir Sultan, Şah Hatayi, Kul Himmet, Nesimi Çimen, Karacaoğlan, Aşık Emrah, Aşık Davut Sulari, Aşık Mahzuni Şerif’den etkilendi ve onların deyişlerini okudu. 2 Temmuz 1993 Sivas Madımak katliamında eşi Muhibe Akarsu ile birlikte yaşamını yitirdi.
 
Nasıl methedeyim Sultanım seni
 
Binbir ismin vardır birisi Ali.
 
Keramet sahibisin Bektaşi Veli
 
Dağların odunu bilmez Ali´yi.
 
Ali gerçeklerin elbet dostudur
 
Ali inkarların elbet hasmıdır
 
Ali Muhammed´in öbür ismidir
 
Ebu Sufyan oğlu bilmez Ali´yi.
 
Akarsu hak için yanar dediler
 
Geldi geçti Bektaşiler, Veliler
 
Nice deryalarda yüzer gemiler
 
Her derya gemisi bilmez Ali´yi.
 

NESİMİ ÇİMEN’İN GÖZÜ İLE

 
Nesimi Çimen, Adana / Saimbeyli ilçesinde 1931 yılında doğdu, Daha sonra tüm ailesiyle Kayseri, Sarız ilçesine yerleşti. Hatayi, Pir Sultan Abdal ve diğer ozanların nefeslerini söyleyerek kendisini tanıttı. 2 Temmuz 1993 günü Sivas / Madımak katliamında yaşamını kaybeti.
 
Gel Dilber Ağlatma Beni Şah’ı Merdan Aşkına
 
Du Cihanın Ranıması Şii Yezdan Aşkına
 
Şahım Hasan Pir Hüseyin Kerbela Meydan İçin
 
Lütfedip Bağışla Cürmüm Ali Süphan Aşkına
 
Ey Virani Çıkma Yoldan Doğru Raha Gel Beri
 
Muhabbet Şevkat Senindir Ey Hasan-Ül Askeri
 
Evliyalar Serfirazı Hacı Bektaş-I Veli
 
Sen Ganisin Ver Muradı Devri Mihtan Aşkına(57)
 

ALİ ÇAĞAN’IN GÖZÜ İLE

 
20 Şubat 1962 tarihinde Erzurum / Şenkaya ilçesi Aydoğdu köyünde doğan Ali Çağan Sivas / Madımak katliamından sağ kurtulanlardır.
 
Hasret yarasında tükenmez sızı
 
Gün geçer gönülden çıkarma bizi
 
Alnında parlayan zöhre yıldızı
 
Şahlar şahı merdan Ali aşkına
 
Milliyetim insan, dünya’dır yurdum
 
İnsanı kamilde mevlayı buldum
 
Ele, bele, dile sahip kul oldum
 
Hünkar Hacı Bektaş Veli aşkına
 
Çağan Ali dost yoluna ol turab
 
Gönüller şen olsun, kalmasın harap
 
Aşkın badesinden bir damla şarap
 
Kırkların sunduğu dolu aşkına
 

ERENLERİN ve OZANLARIN GÖZÜ İLE HZ. ALİ

 

YUNUS EMRE’NİN GÖZÜ İLE

 
Büyük Alevi / Bektaşi Tasavvuf şairlerinden Yunus Emre’nin, 1238 yılında doğduğu ve 1320’de Hakka yürüdüğüdür sanılıyor. Hacı Bektaş Veli bendelerinden ve Taptuk Emre’nin dervişlerinden olan Yunus’un, Anadolu’nun bir çok bölgesinde iddia edilen mezarları olmasına rağmen Eskişehir civarında yaşadığı sanılıyor.
 
Ali almış sancağını eline
 
Çekilip giderler mahşer yerine 
 
Hasan’ı Hüseyn’i almış yanına
 
Ah ümmetim deyu ağlar Muhammed.
 
Yunus eder gelin kadrin bilelim 
 
Fırsat elde iken tevhid edelim
 
Ruhu için salavat getirelim
 
Ah ümmetim deyu ağlar Muhammed
 

BALIM SULTAN’IN GÖZÜ İLE

 
Hacı Bektaş Veli’den sonra Bektaşiliğe ciddi bir kurum niteliği kazandıran, onu düzenli bir ocağa dönüştüren bir kişi diye bilinen Balım Sultan’ın 1516 da vefat ettiği sanılıyor. En önemli icraatlarından biri Osmanlı Padişahı Sultan 2. Beyazit’i, sıradan bir katılımcı sıfatı ile Cem ayinine dahil etmek olmuştur. Şiirlerinde ‚”Şâh-i merdân gibi ere tapının, Kim idi bekçisi o dört kapunun” örneğinde görüldüğü gibi büyük bir Hz. Ali aşkı görülür. Bazı kaynaklar onun Ehl-i Beyt soyundan olduğunu vurgularkeniö diğer başka kaynaklar ise Arnavut kökenli olduğunu belirtmektedirler.
 
Benim sevdiceğim Ali’dir
 
Ali Ali’yi sevenler olmaz mı deli
 
Pirimin elinden içmişim dolu
 
Ali’yi seversen değme yarama
 

Hüdai’nin Gözü ile

 
Tasavvuf şiir ve deyişleri ile tanınan asıl adı Sabri Orak olan Aşık Hüdai, 1940’da Maraş / Göksun ilçesi Yoğunoluk köyünde doğdu. Küçükken saz çalmayı öğrenen Ozan, okuma yazmayı asker de öğrendi.Giderek geliştirdiği çalışmalarında bir çok alanda ödüller alan Hüdai Baba, 23 Kasım 2001 de Hakka yürüdü.
 
Faydası olmayan bahardan yazdan,
 
Yüce dağ başının kışı daha makbuldür.
 
Cahilin yaptığı sohbetten sözden
 
Ali’min hayali düşü makbüldür.
 
Lokma yeme namert olan elinden,
 
Sonra kurtulamazsın acı dilinden,
 
Namertlerin kaymağından balından,
 
Merdin kuru yaban aşı makbuldür.
 
Hüdayi konuşur bir ince dilden
 
Hal ehli olmayan ne bilsin halden
 
Bilgisiz, görgüsüz, duygusuz bir kuldan
 
Ölülerin mezar taşı makbuldür.
 

ABDAL MUSA SULTAN’IN GÖZÜ İLE

 
Anadolu’nun ünlü Evliyalarından ve Ozanlarından olan Abdal Musa Sultan, aslen Azerbaycan’ın Hoy kasabasından Anadolu’ya gelmiş ve Antalya / Elmalı / Tekke köyünde, önemli bir dergah kurmuştur. Rivayete göre Hacı Bektaş Veli’nin önemli Halifelerindendir ve amcası Haydar Ata’nın oğlu, Hasan Gazi’nin oğludur. Kaygusuz Abdal Menkıbesinde “Kösre Musa” adıyla da anılır. 14. Yüzyılda yaşamış olan Evliyanın Anadolu erenleri içinde ki makamı Sultanlık, mertebesi Abdallıkdır . Pir evindeki hizmet postu ise, “Ayakçı Postu”dur. Bu post Bektaşi tarikatındaki on iki posttan on birincisi olup, diğer adı “Abdal Musa Sultan Postu”dur. Ayakçılık, Abdallık mertebesidir
 
Muhammed Ali’nin kıldığı dava,
 
Yok meydanı değil, var meydanıdır.
 
Muhammed Kırklar’a niyaza geldi,
 
Ar meydanı değil, er meydanıdır.
 
Abdal Musa Sultan gerçek er ise,
 
Ali’yi sevenler muhip yar ise
 
Hakk’ın maksuduna erem der isen,
 
Urganı boynunda dar dediler.
 

AŞIK MAHZUNİ’NİN GÖZÜ İLE:

 
Aşık Mahsuni Şerif, 3 Ocak 1943 tarihinde Afşin’e bağlı Berçenek köyünde doğdu. 1956 yılında Mersin Astsubay Hazırlama Okuluna girdi. 1959’da Ordonat Tekniker olarak Ankara Ordonat Tekniker Okuluna geldi ve bir süre sonra Askeriyeden ayrılmak durumunda kaldı. Türk Halk müziğine olan ilgisi sonucu bir gurup aşık ile Aşıklar Derneğini kurdu. Anadolu Ozanlarından, özellikle Pir Sultan’dan son derece etkilendi. Yüzlerce kaset ve beste yaptı. 17 Mayıs 2002 tarihinde Hakka yürüdü. Kabri, Hacı Bektaş Veli’nin mekanına yakın bir yerde defn edildi
 
Üryan Büryan Vardım Pir Dergahına
 
Medet Ya Muhammet Ya Ali Diyerek
 
Gönül Verdim Gönül Şahlar Şahına
 
Hünkar Hacı Bektaş Veli Diyerek
 
Hasan-Ül Asker’ i Ol Ali Aba
 
Muhammet Mehciye Mest-Ü Merhaba
 
Serin Koymuş Serin Mahzuni Baba
 
Yol Muhammet Ali Yolu Diyerek
 

SEYYİD ALİ SULTAN’IN GÖZÜ İLE:

 
Bazı kaynaklara göre Hacı Bektaş Veli’nin oğlu olduğu iddia edilen ve asıl ismi İbrahim olan, Bektaşiler arasında Kızıl Deli namı ile anılan Seyyid Ali Sultan, Pehlivanların Piri olarak da kabul edilir. Balkanlarda önemli Bektaşi dergahlarının açılımı ve gelişimini sağlamıştır. 1310- ile 1402 arasında yaşayan “Hızır Lala” veya “Hızır Lale” lakabları ile de tanınan Sultan’ın kabri Dimetoka, Demirviran köyünde, kurduğu Dergâhın bahçesindedir.
 
Can ile canan Ali, canda cananım Ali,
 
Alemin ümidi sensin Hacı Bektaş-ı Veli.
 

KALENDER ÇELEBİ’NİN GÖZÜ İLE

 
Hacı Bektaş Veli’nin torunlarından olduğuna inanılan ve Hacı Bektaş Dergahı’nda postnişin makamıinda (en yüksek makam) da bulunmuş olan Kalender Çelebi 1476 yılında doğmuş, Osmanlıya karşı Orta Anadolu’da başlayıp Toros ve güneylere kadar uzanan Alevi ayaklanmasına önderlik etmiş ve 22 Haziran 1527’de pusuya düşürülerek öldürülmüştür.
 
Allah bir, Muhammed, Ali, Nazar eyle bari bana,
 
İzz-ü celalin aşkına, Çektirme şol zari bana
 
Pirlere niyaz ederiz, Yalan dünyayı nideriz
 
Ölürüz hasret gideririz, Göster şol didarı bana
 

GÜZİDE ANA’NIN GÖZÜ İLE

 
18 Yüzyılda yaşayan ve kabri Hacı Bektaş dergâhı avlusunda bulunan Feyzullah Çelebi’nin kızı Güzide Ana da aynı sevgi ve coşku ile Hz. Ali sevgisini dile getiriyor.
 
Medet Allah, ya Muhammed, ya Ali,
 
Dertliyim derdime dermana geldim,
 
Bunlardan kurtaran Bektaş Veli
 
Dertliyim derdime dermana geldim.
 

SEYYİT ALİ ÖZSOY DEDE’NİN GÖZÜ İLE

 
Seyyit Ali Özsoy, 1907 yılında Sivas, Sivrialan köyünde doğdu. Anadolu Ozanlar ve Seyyitler geleneginde Hz. Ali sevgisi aynı bütünlük ve devamlılığı onda da görürüz.
 
Taş duvara karşı ibadet etmem
 
Kıblem Muhammed, Kaben Ali’dir
 
Otuz iki farzdan bana söz etme,
 
Kıblem Muhammed, Kaben Ali’dir.
 

ALİ KEMTERİ BABA’NIN GÖZÜ İLE

 
Ali Kemteri (Tuncay), 1872 da Bulgaristan’ın Ayvalı Burgaz ilinin (Ah-yolu) Belveren (Belören, Böleren) köyünde doğmuş, Amucalar / Kebeler soyundandır. Daha sonra ailesi Abdal Ahmet Baba’nın kurduğu Tekirdağ’ının Kılavuzlu köyüne göç etmiştir.1932 yılında Çamlıca’da ki Bektaşi Halife Babası Ali Nutki dan Babalık icazetini alarak Mürşit olmuştur.
 
 
 
Kurban olayım yoluna, Şahı merdanım ya Ali
 
Rahim eyle garip kuluna, Dilde sultanım ya Ali
 
Kapında ihsana geldim, Aşk ile püryana geldim
 
Dertliyim dermana geldim, Derde dermanım ya Ali
 

ŞABAN SIRRI BABA’NIN GÖZÜ İLE

 
Şaban Sırrı Baba, 1865 yılında Bulgaristan’ın Eski zağra ya (Stara Zagora) bağlı Kızanlık (Kazanlık) Yenişarköy’de (Gorno nova selo) doğmuş, Amuca Kabilesini Şeyh Bedreddin’i tarikatından Bektaşiliğe geçiren Abdal Ahmet Baba’nın oğludur. Bektaşiliği yanında pehlivanlığı da olan Şaban Sırrı Baba, Amucaların köklü boyu olan Abdallar soyundandır. Ayrıca Derviş ve Ozanlığı da vardır.
 
Hamdülülillah dilde verdiğim Mustafa nuri hüda
 
Nuri vilayet kerem kanı ol Ali’yel Mürteza
 
Ilımdan necat ile Şahım Hüseyni hılk Rıza
 
Yetiş imdadıma Şahım Hüseyin Kerbela.
 

TEVFİK BEY BABA’NIN GÖZÜ İLE

 
Trakya’da yaşayan Bektaşilerden ve Amucalar kolundandır. Tevfik Bey Baba,1837’da doğmuş 1896’da sürgünde bulunduğu Trablusgarb’ta Hak’ka yürümüştür. Kendisi Babalık icazeti aldığı için, Trakya’nın önemli Bektaşi - Alevi şair ve bilgin şahsiyetlerindedir.
 
Saki dudağın lezzet balından
 
Gönül arzu eder ider can değil mi?
 
Şerâbı tâlibin rengi alından
 
Kızıl renge düşen kan değilmi?
 
Murtaza Ali’nin inâyeti ile
 
Cümle Evliyanın kerameti ile
 
Ey-cümle hüdânın hidâyeti ile
 
Tevfik bu mertebe şân değilmi?
 

HALİFE CAFER BABA’NIN GÖZÜ İLE

 
Tekirdağ, Kılavuzlu Köyünde 1902’da doğan Cafer Baba, Şair Ali Kemteri’nin oğludur.1946’da Eyüp’lü Ali Özöz Halife Babadan, Mürşitlik icazetnamesi alarak Baba olmuş, Trakya’nın önemli Bektaşi şahsiyetlerden ve Amucalar’dandır. 1 Ağustos 1991’da cumartesi günü Hakk’ka yürümüştür. Bektaşiliğe çok büyük emekleri olmuştur.
 
Canda cananımdır Ali, Dilde mihmanımdır Ali
 
Kerem senden Şahım Ali, Ferahladı deli gönül
 
Cafer Baba dile geldi, Cümlemizin yüzü güldü
 
Sakiden bir dolu geldi, Ferahladı deli gönül.
 

AŞIK NOKSANİ’NİN GÖZÜ İLE

 
Aşık Noksani isimli Anadolu’da 19 ve 20. Yüzyılda çok sayıda ozan bilinmekle birlikte, Noksani mahlaslı deyişlerden hangisinin hangi Noksani’ye ait oldukları konusunda tam bir netlik yoktur. Ama bilinen Noksani mahlası kullanan tüm ozanların Hz. Ali, Ehli Beyt ve tasavvuf aşkı ile dolu olduklarıdır.
 
Kudret Kandilinde Balkıyıp Duran
 
Muhammet Ali’nin Nurudur Billah
 
Zuhur Edip Kuffarın Meskenin Yıkan
 
Elinde Zülfikar Ali’dir Billah 
 
Noksaniyem Niyazımız Ustada
 
Elinde Zülfikar Hem Ehli Kanda
 
Bin Bir Donda Baş Gösterdi
 
Aliyel Murtaza Mürşidimiz, Bülbülümüz Eyvallah
 

DAVUT SULARİ’NİN GÖZÜ İLE

 
Davut Sulari, Erzincan’ın Çayırlı ilçesinde 1926 yılında doğdu. Büyükannesinin erkek çocuğu olmadığı için babası Veli, çocuğunu nenesine vermiştir. Nüfus kaydı Rindi Hanım’ın üzerine yapılmıştır. Dedesi Kaltık Mehmet Ağa tasavvuf şairidir. Dedesi genç Davut’a saz çalma şiir söyleme ve türkü yakma zevkini aşıladı. 18 Ocak 1985 yaşamını yitiren Davut Sulari’nin asıl soyadı Ağbaba’dır. Kızı Mevhibe Sulari, Sivas / Madımak katliamında yaşanını yitirenler arasındadır.
 
Çek Katarı Ben Gelirim Peşine
 
Ali Meydanına Varalım Hele
 
Merhametin Yok Mu Gözüm Yaşına
 
Pire Bağlı Olup Duralım Hele
 
Ey Müminler Gerçek Erler Merhaba
 
Ey Rehberler Gerçek Pirler Merhaba
 
Hazır Dostlar Hazır Yerler Merhaba
 
Sakiler Sazları Kuralım Hele.
 
Aşkıyla Perişan Davut Sulari
 
Muhabbeti Baldır Kendisi Arı
 
Hazreti Ali’nin Sır Zülfikarı
 
İnkarın Boynuna Vuralım Hele
 

DERVİŞ ALİ’NİN GÖZÜ İLE

 
19. Yüzyıl Alevi / Bektaşi ozanlarındandır. Yalın bir dille okuduğu Deyişlerinden Sivas köylüsü olduğu anlaşılmaktadır. seziliyor. 2. Mahmut döneminde (1826) Yeniçeriliğin kaldırılışından sonra Anadolu ve Rumeli’deki tekkelerin kapatılmasından duyduğu üzüntü üzerine yazdığı nefesten, yeniden kuruluş ve kurtuluş için Şah’ın yollarını gözlediği anlaşılıyor.
 
Yeri göğü arşı kürsü yaradan 
 
Men Ali’den başka Tanrı görmedim 
 
Yaradub kulunun kısmetin veren 
 
Men Ali’den başka Tanrı görmedim.
 
Bin bir ismi vardır bir ismi Allah 
 
Eğer inanmazsan hem vallah billah 
 
Ademi görmüşüm elhamdülillah 
 
Men Ali’den başka Tanrı görmedim.
 
Ali gibi er gelmedi cihane
 
Ana da buldular dürlü bahane
 
Yedi kez uğradım ulu divane 
 
Men Ali’den başka Tanrı görmedim.
 
Derviş Ali’m bu ikrara beli dir 
 
Dilim söyler ama kendim delidir 
 
Allah bir Muhammed Tanrı Ali’dir 
 
Men Ali’den başka Tann görmedim.
 

AŞIK DAİMİ’NİN GÖZÜ İLE

 
Son dönemin en coşkulu Alevi Halk ozanlarından ve asıl adı İsmail Aydın olan Aşık Daimi, 1932 yılında İstanbul’da doğdu. Aslen Erzincan’ın Tercan ilçesindendir . Ali Babaoğullarından olan babası, Birinci Dünya savaşı sıralarında İstanbul’a göç etmiştir. Aşık Dami’nin iki dedesi de saz şairidir. 17 Nisan 1983 tarihinde aramızdan ayrıldı .
 
Evvel bizim ile ikrar eyleyip
 
Sonra delalete batanlara yuf.
 
Gelip Cem’imize Pazar eyleyip,
 
Anı da ağyara satanlara yuf.
 
Minnetimiz vardır ulu Celiye
 
İkrarımız Hacı Bektaş Veli’ye
 
Aşıkı Hak olan yardır Ali’ye
 
Ehli aşkla taşlar atanlara yuf.
 
Hakkın didarını görmektir kastım,
 
Yoluna fedadır can ile postum
 
Düşmanına düşman, dostuna dostum
 
Ol ağyara meyil katanlara yuf
 
Can ile ser ile Hakka gelmeyip,
 
İkiliği kalp evinden silmeyip,
 
Evladı Ali’nin kadrin bilmeyip
 
Gaflet uykusunda yatanlara yuf.
 
Daimi’yem ölsem dönmem sözümden
 
Fark etmişem kemlik yoktur özümden
 
Gerçek olan belli olur gözünden
 
Taşı mercan diye tutanlara yuf.(59)
 

GENÇ ABDAL’IN GÖZÜ İLE

 
Genç Abdal’ın Eskişehirli olduğu, Şeyh Gazi ve Şücaeddin Veli tekkelerinde sade bir hayat yaşadığı, 1874’da Hakka yürüdüğü dışında kendisi fazla bilinmiyor. Şiirlerinde Genç Abdal yahut Gencî mahlaslarını kullanmıştır.
 
Dergahına geldim niyaz eyledim.
 
Medet Allâh, Yâ Muhammed, Yâ Ali.
 
Aşkın kitabından avaz eyledim.
 
Medet Allâh, Yâ Muhammed, Yâ Ali.
 
Nideyim sefâyı, zevki dünyada,
 
Budur murâdımız ind-i Hudâ’da.
 
Yarın mahşer günü koyma cezâda,
 
Medet Allâh, Yâ Muhammed, Yâ Ali.
 
Niyazım var üstâdıma, pirime.
 
Salavât eylerim destigirime.
 
Katarından, dîdârından ayırma.
 
Medet Allâh, Yâ Muhammed, Yâ Ali.
 
Genc Abdal’ım özüm Hakk’a bağlarım.
 
Coşkun sular gibi akar çağlarım.
 
Eşiğine yüzüm sürer ağlarım.
 
Medet Allâh, Yâ Muhammed, Yâ Ali.
 

KALENDER ABDAL’IN GÖZÜ İLE

 
Kalender Abdal’ın,19. YY.’da yaşadığı tahmin ediliyor. Hakkında Bektaşî müridi olması dışında fazla bilgi bulunmoyor.
 
Dün gece seyrimde batın yüzünde
 
Allah bir Muhammed Ali’yi gördüm
 
Elif tâç başında nikap yüzünde
 
Hünkâr Hacı Bektaş Veli’yi gördüm
 
İçtim ol doluyu iman yetirdim
 
Çıkardım kisvetim ikrar yetirdim
 
Menzil gösterdiler geçtim oturdum
 
Tığ-ı bentle bağlı belimi gördüm
 
Kalender Abdal’ım koymuşam seri
 
Şükür kurban kestim gördüm didarı
 
Erenler serdarı gerçekler pîri
 
Sultan Hacı Bektaş Veli’yi gördüm
 

TURABİ’NİN GÖZÜ İLE

 
Turabi mahlaslı 7 ozan ve Ehli Beyt Bendesi bulunmakla birlikte, bunların hayatları ve beyitlerinin tasnifi tam olarak net değildir. Ancak hepsinin Alevi / Bektaşi oldukları Ali Muhammed’e candan bağlı oldukları tüm ortak şiirlerde görülüyor.
 
Turabi’lerden biri Yanbolulu’dur ve Hacı Türabi Dede-Baba olarak tanınır 1849’da Hacı Bektaş Tekkesi postundadır ve 1868’da Hakka yürümüştür ve Hacı Bektaş’da defn edilmiştir. Bir şiirinde asıl adının Ali olduğunu söyler.
 
Diğerleri hakkında çok değişik ve farklı coğrafyaları kapsayan tasnif edilememiş bilgiler vardır.
 
Adem, huri şu dünyaya gelmeden
 
Muhammed Ali’nin nurun gördün mü
 
Hak nasibin almış kudret eliyle
 
Hünkar Hacı Bektaş Piri gördün mü
 
Şu dünyayı hamur edip yuğuran
 
Dokuz baba dört anayı doğuran
 
Hitabi Elestte bize çağıran
 
Can içinde canan yari gördün mü
 
Gel gidelim Seyit Ali izine
 
Yüz sürelim ayağının tozuna
 
Kırklar meydanında pir niyazina
 
Dara Mansur olan eri gördün mü
 
Men’aref sırrına sırdas kandedir
 
Senden sana yakın yoldaş kandedir
 
Yol gösteren sana kardaş kandedir
 
Ol sahi alamet Çarı gördün mü
 
Türabi Baba’nin dilde imanı
 
On iki imam on yedidir erkanı
 
Mihrabü minberde Seb’ulmesani
 
Cemalinde pirin varı gördün mü
 

ALİ EKBER ÇİÇEK’İN GÖZÜ İLE

 
Ali Ekber Çiçek, 1935, Erzincan / Ulular Köyü doğumludur. Babasını 1939 Erzincan depreminde yitirir ve çok küçük yaslarda yaşama atılır. Bu arada bağlamayı öğrenir ve Alevi deyişlerinin TRT’de aktarılmasında vesile olur. Eserleri bir çok ülkede ders olarak okutulmaya başlanır.
 
Ondört Bin yıl gezdim Pervanelikte
 
Sıtk-ı ismin buldum divanelikte
 
İçtim şarabını mestanelikte
 
Kırkların ceminde dara düş oldum
 
Kırkların ceminde Haydar Haydar dara düş oldum
 
Güruh-u naci’ye özümü kattım
 
İnsan sıfatından çok geldim gittim
 
Bülbül oldum Firdevs bağında öttüm
 
Bir zaman gül için zara düş oldum
 
Bir zaman gül için Haydar Haydar zara düş oldum.(60)
 

AŞIK BÜRYANİ’NİN GÖZÜ İLE

 
Aşık Büryani, 1926 yılında Urfa / Kısas’ta doğmuştur. Asıl adı Hamdullah Aykut’tur. Aşık Dertli Divani’nin de babasıdır. Önce Hamdullah sonra Kemteri mahlasıyla kendini ifade eden Aşık Büryani, “23.3.1977 günü Hacı Bektaş-i Veli evlatlarından Muharrem Sefa Efendi bize geldi. Yanında Gazi Antep’in Haral Köyü’nden Ali Dede, Adana’lı Mürteza Dede ve hanımı bize geldiler. Sultan nutkeyledi. Mahlasımı Büryani koydu.” Demiştir. Aşık Büryani 7.11.1990 tarihinde Hakka yürümüştür.
 
Gel beri güftumu güs eyle gafil
 
Bilmez misin niye geldin cihana
 
Elest ü bezmini hele bir düşün
 
İspati imtihan geldik bu hana
 
Şu fani dünyanın sefası yoktur
 
İkrar bend olana cefası çoktur
 
Dört kapı kırk makam cümlesi haktır
 
Var ilet özünü Şah-i hübana
 
Vefasız bu yola basamaz kadem
 
Fehmeyle bu sözü Adem ol adem
 
Zikreyle Muhammet Ali’yi her dem
 
Der Büryani vuslat olduk canana
 

TESLİM ABDAL’IN GÖZÜ İLE

 
Teslim Abdal mahlaslı ayrı zaman ve yerlerde yaşamış, Ehli Beyt Bendesi 4 ayrı kişi yaşamıştır.
 
Teslim Abdal’ın biri 17. YY.’da yaşamış. Asil adı Mehmed olan, Sultan 4. Murad döneminin bir Bektaşi ulusu. Yeniçeri ocağının Halife Babası, yani Büyük Baba Efendisi. Bağdat seferine katıldığı öne sürülüyor.”Teslim Dede Teslim Baba, Ey kahraman Türk Milleti” ile başlayan Mehter marşının söz sahibi olduğu iddia ediliyor. Teslim Abdal’in, biri Trakya, Keşan’a bağlı Teslim Abdal köyünde, diğeri Denizli dolaylarında, öteki de, Çorum’un Teslim köyünde olmak üzere Türbeleri vardır. Bir diğeri ise Elaziğ / Baskil ilçesi Şeyh Hasan (Şıh Hasan) köyündendir.
 
Dört duvar içinde olsa mekanim
 
Tasrasindan esen yel bana neyler
 
Yanimdaki sudan korku çekerim
 
Uzakta çaglayan sel bana neyler
 
Mekanim balçiktir, üstadim Ali
 
Muhammed nesline demisim beli
 
Çekerim gayreti sererim yolu
 
Ben Hak’tan korkarim el bana ne der
 
Dünyada gerçekler katara uydu
 
Ask ile muhabbet ikrarin bendi
 
Pirimden almisam hatir gülbengi
 
Haramili olan bey bana neyler
 
Teslim Abdal eder, gözler kanli yas
 
Aradim bulamadim bir sevdasiz bas
 
Herkesin ameli kendine yoldas
 
Haramzade olan kul bana neyler
 

SITKI BABA’NIN GÖZÜ İLE

 
Sıdkı Baba, / Oğuz Türkleri’nin Bozok koluna bağlı Dedekargın aşiretindendlir. Doğum yılının 1865 olduğu sanılıyor. Mahlası önceleri Pervane’dir. Hacı Bektaş’a ve Ehli Beyt’e olan bağlılık ve emeklerinden ötürü Postnişin Şeyh Cemaleddin Efendi kendisine “Bundan böyle mahlasın Sıtkı olsun” der. 1893 yılında, Dergâha hizmet için getirilen, Çorum / Alaca İlçesi İmad Hüyügü köyünden Mehmet Dede evladından Ali Ağa’nın kızı ile evlenmesini Cemaleddin Efendi ister. Sıtkı Baba’da bunu kabul eder. Tarikattaki hizmetleri ve kazandığı ilmi derecesiyle Baba’lık sıfatı alan ozandır.
 
Çatılmadan yerin göğün binasi
 
Muallakta iki nur’a düş oldum
 
Birisi Muhammed, birisi Ali
 
Lahmike lahmi de bire düş oldum.
 
Ezdi aşkın şerbetini hoş etti
 
Birisi doldurdu biri nuş etti
 
İkisi bir derya olup cüş etti
 
La’l ü mercan inci dür’e düş oldum.
 
O derya yüzünde gezdim bir zaman
 
Yoruldu kanadım dedim el’aman
 
Erişti car’ıma bir ulu sultan
 
Şehinşah bakışlı ere düş oldum.
 
Açtı nikabını ol ulu sultan
 
Yüzünde yeşil ben göründü nisan
 
Kaf ü nun suresin ol’udum o an
 
Arş kürs binasında yare düş oldum.
 
Ben Ademden evvel çok geldim gittim
 
Yağmur olup yağdım ot olup bittim
 
Bülbül olup Firdevs bağında öttüm
 
Bir zaman gül için har’a düş oldum.
 
Mecnun olup Leyla için dolandım
 
Buldum mahbubumu inanıp kandım
 
Gilmanlar elinden hulle donandım
 
Dostun visalinde nar’a düş oldum.
 
On dört yıl dolandım Pervanelikte
 
Sıdkı ismim buldum divanelikte
 
Sundular aşk meyin mestanelikte
 
Kırkların ceminde dar’a düş oldum.
 
Sıdkı’yam çok şükür didara erdim
 
Aşkın pazarında hak yola girdim
 
Gerçek ariflere çok meta verdim
 
Şimdi Hacıbektaş Pire düş oldum
 
Yol içinde yol ararsan yol muhammed Ali'nindir
 
 1✔İlim, hakikate giden yolları aydınlatan ışıktır.
2✔İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır
3✔Yolumuz; ilim, irfân ve insanlık sevgisi üzerine kurulmuştur.
Hünkâr Hacı Bektaş'ı veli
Yolumuz Hakk Muhammed Ali yoludur
 
Ya Allah ya Muhammed ya Ali Diyenlerdeniz
Kalsın gönül yol kalmasın-
 
Alevilik,
Hakk Muhammed Ali, Ehl-i Beyt ve Oniki İmam kutsallığını, sevgisini, sevdasını yüreğinde taşıyan;
Keremler Sultanı Ali’yyel Murtaza’nın Hazreti Muhammed’in vekili, vasisi, halifesi, imamet kapısının başı, velayet kapısının şahı olduğuna inanan;
Ali evine ve onun soyuna bağlanan, ikrar-ı bent olup Ali evinin İslam tasavvufu inancıyla hareket
eden;
Hazreti Ali’nin adaletinden, onun insani değerlerinden ayrılmayan;
insanı merkez alıp, yüreği insan sevgisiyle dolu, insanın hak ve hukukuna, bütün canlıların hak ve hukukuna riayet eden; çevre dengesiyle uyum içinde yaşamayı ilke edinen;
bütün inançlara saygı ve hoşgörüyle bakan; din, dil, ırk, cins, renk farkı gözetmeyen;
eline, diline, beline, işine, aşına, gözüne sahip olma ilkesiyle hareket eden;
inançlı, imanlı, ikrarlı, itikatlı insanları bünyesine alarak, onları Hakk’a ulaşmaları için manevi olarak
donatıp doyuran, onlara Hakk’ın hakikatini, göksel hazinenin sırlarını
öğreten;
dört kapı kırk makam, İnsan-ı Kâmil olma yolunda kendini kendisinde fark ettiren; sevgi, hoşgörü, paylaşım, muhabbet, şefkat, erdem, merhametle hareket eden; kinden, kibirden, buğuzdan, kötü duygu ve davranışlardan uzak olmayı yeğleyen; zalimin, sömürenin karşısında yer alıp fakirin, yoksulun, yetimin, garibanın, ezilenin yanında olan; emeği kutsal bilen; ilim, irfan, kemalet ve marifetli bir toplum yaratmak için çalışan; insanlara ve insanlığa hizmet etmeyi ilke edinen; Hakk’ı insanda, insanı Hakk’ta gören; bilimsel temelde hareketi esas alan; Hazreti Ali soyuna dost olanla dost olan, düşman olandan uzak duran bir inanç sistemidir.

Kısaca. Kızılbaşlık Nedir :
Uhut şavaşında yezit ordusu ile Savaşırken sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed( s.a.v) yaralanır dişi kırılır kanı yere düşmemesi için
Hz .Ali başındaki sarığı kanı durdurması için 
Sevgili Peygamberimizin kırılan dişine yarasına tutar ve kan durur . sevgili Peygamberimiz Hz muhammed ( s.a.v ) derki. Ya Ali eğer kanımın bir damlası yere düşseydi dünya Helak olurdu der...Hz.Ali o kanlı sarığı başına sarar yezitlerle şavaşır. Yezit ordusu
Hz Aliye kızılbaşlı der..kızılbaşlık ordan kalma işte kızıl kan sevgili Hz.Muhammed ( s.a.v ) kanıdır....Hala yezit EHLİBEYT'in kanını akıtmakta..
( Fahrettin ŞahmerdanHızıraşkına )
insan olduğunu asla unutma
 
Girdim ilim meclisine,
eyledim kıldım talep;
Dediler ilim geride,
illa edep illa edep... -
Yunus Emre

Hak Yolunda ilerlemek
Yürek işidir, Akıl işi Değil…
Kılavuzun Daima Yüreğin
Olsun, Omzun Üstündeki
Kafan Değil. Nefsini
Bilenlerden Ol;
Silenlerden Değil..
Yol cümleden uludur, kalsın gönül yol kalmasın
 
Biz dürüst insanlar kendini hakka vermiş bireyler olarak. Sevgiyi kendi özümüzde hak bilmişiz.
Yansakta gerçek sevgiden ayrılmayız,
Şu bir gerçekki, dürüst samimi sadık olan, aşktan mahrum edilmiş, bir avuç aşka sevgiye muhtaç kalmış bireyleriz.. Fedakâr cefakâr olan iyi insanlardır. Dünyada Nankörler çok. 

Üzümü hakka vermiş,bir garip devrişim yansamda yakılsamda, sahte aşklara kanmazam, Hak muhammed Ali yolundan ayrılmazam..
Şahım yoluna serimi vermişim, doğru yolu kendimde hak bilmişim..
Hak aşkına...Şah-ı Merdan Ali aşkına
Gerçeğe hü . aşk ile.
Fahrettin ŞahmerdanHızıraşkına
 
Yol cumleden uludur 101613 ziyaretçi (147289 klik) Yolumuz islamın özü Hak Muhammed Ali yoludur
ALEVİ, İNANCI DİN BİLGİLERİ SAYFASI, Fahrettin ŞahmerdanHızıraşkına Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol