Hz.Ali ( r.a ) güzel sözleri
#
Nasihat, dünyanın en pahalı hazineleri kadar kıymetli olduğu halde, ekseriya pek ucuza satılır.
Hz. Ali r.a.
#
Siz verâ’dan gaflet ediyorsunuz. Hâlbuki verâ, ibadetin en yükseğidir.
Hz. Ali r.a.
#
Hz. Ali (r.a):
-Allah, bu kadar insanı nasıl hesaba çeker? diye sorulduğunda:
-Nasıl rızıklandırıyorsa öyle, cevabını vermiştir.
#
Cahilin en büyük kusuru, kendi kusurlarını görmemesi ve nasihat dinlememesidir.
Hz. Ali (r.a)
#
İleri de öyle bir zaman gelecek ki,
Kıtâl ve zulümsüz hükümdarlık etmeye yol bulunmayacak.
Çılgınlık ve cimrilik etmeden zengin olmak mümkün olmayacak.
Kişilerin arzularına uymadıkça da insanlarla sohbet etmek mümkün olmayacak.
Bu zamana kim yetişir ve sabır ve metânet gösterir kendini korursa, Allah-ü Teâlâ o kimseye elli sıddık sevabı verir.
Hz. Ali r.a.
#
Hz. Ali (r.a) şöyle der:
Riyakârlar şöyledir:
Tek başına kaldığı zaman tembellik eder, ibadette gevşeklik gösterir ve nafile namazları oturarak kılar.
İnsanlarla beraber olduğu zaman tekrar canlanır, canla başla amel eder.
Biri kendisini methettiğinde daha fazla amel ve ibadet eder. Yerdiğinde ise amellerini azaltır.
#
Sanırsın ki sen küçük bir cisimsin, oysa sende koca bir âlem dürülmüştür.
Hz. Ali r.a.
#
Hz. Ali (r.a) buyurdu ki: “Allah-ü Teâlâ’yı tanıyan, O’na itaat eder. Şeytanı tanıyan ona asi olur. Hakkı, doğru yolu tanıyan, O’na tabi olur. Dünyayı tanıyan, onu terk eder, yani haramları, mekruhları ve şüpheli şeyleri terk eder. Dünyaya kıymet vermez ve ona düşkün olmaz. Ahireti tanıyan da, onu kazanmanın yollarını arar.” Bu hasletler pek kıymetli ise de, bunları kendinde toplayan pek azdır.
#
İlim maldan hayırlıdır; ilim seni korur, sen ise malı korursun. Mal, vermekle azalır, ilim öğretmekle çoğalır. Mal sahipleri malın zevaliyle zeval bulup giderler.
Hz. Ali (r.a)
#
Dünya sırtını dönmüş gidiyor. Ahiret de karşıdan geliyor. Her ikisinin de evlatları (bağlıları, isteklileri) vardır, Siz, gücünüz yettiğince ahiret evlatlarından olmaya bakın. Sakın dünya evlatlarından olmayın.
Bugün amel günüdür, hesap yoktur. Yarın ise hesap vardır, amel yoktur.
Hz. Ali (r.a)
#
Hz. Ali r.a. Haricilerle konuşmak üzere gönderdiği İbn Abbas r.a.’a şöyle demiştir:
-Onlarla münakaşa ederken Kuran’dan delil getirme.
-Niçin ey Müminlerin Emiri? Ben Kur’an’ı onlardan daha iyi bilirim. Kur’an bizim hanelerimizde nazil oldu.
-Doğru söylüyorsun, ancak Kur’an ayetleri çok anlamlı bir yapıya sahiptir. Buna göre sen bir ayet okursun, onlar da kendi davalarını destekleyecek bir ayet okur. Sünnetlerden delil getir. Sünnetlerden delil ve te’vil yoluyla kaçamazlar.
Tarihi kaynaklar, “hakem tayin etme ve verdiği hükme razı olma meselesi etrafında cereyan eden” bu münakaşada İbn Abbas r.a.’ın Sünnet ve siretten (hadislerden ve Efendimizin uygulamalarından) deliller getirerek binlerce Harici’nin tövbe edip Hz. Ali r.a.’ın safına geçmesini sağladığını kaydeder. Yine Zübeyr b. Avvam r.a. da oğluna şu tavsiyede bulunmuştur: “Sana karşı koyanlara karşı Kur’an’la mücadele etme. Onları iknaya güç yetiremezsin. Sünnet’e sarılmaya bak.”
#
Söz verdiğiniz zaman sözünüzde durun. Hükmettiğiniz zaman adaletle hükmedin. Soy sopla övünmeyin. Birbirinize lakap takmayın. Birbirinizle alay etmeyin. Birbirinize buğz etmeyin. Zayıfa, mazluma, borçluya, Allah yolunda cihad edene, yolda kalmışa, dilenciye, köleye yardımcı olun. Dullara, yetimlere acıyın.
Hz. Ali r.a.
#
Allah’a verdiğiniz sözde durun. Zira Allah sadıklarla beraberdir. Yalandan da uzak durun. Zira yalanla iman bir arada bulunmaz.
Dikkat edin! Doğruluk kurtuluş ve şeref vesilesidir. Yalan ise alçaklık ve felakete götürür.
Hz. Ali r.a.
#
Misafire ikram edin. Komşuya iyi davranın. Hastaları ziyaret edin. Cenazeleri teşyi edin. Ey Allah’ın kulları kardeş olun! Dünya yüz çevirdi, veda etmek üzere. Ahiretin ise gölgesi düştü; karşıdan göründü. Bugün hazırlanma günüdür; yarın müsabaka var. Kazanan cennete, kaybeden cehenneme girecek!
Hz. Ali (r.a)
#
Hz. Ali (k.v.) evlatlarından birine diyor ki:
“ Oğlum, Allah’a öyle bir ümitle bağlan ki, bütün insanların günahlarıyla onun huzuruna çıkacak olsan da, hepsini affedeceğini düşün.”
#
İnsan, ahiretteki evini dünyada inşa eder.
Hz. Ali (r.a)
#
Hz. Ali’ye (r.a) sordular:
“Tevazu nedir?”
Şöyle buyurdu:
“Tevazu, toprak ile bir olmaktır. Bir insan, ne kadar şerefli makamlara geçerse geçsin, aslının toprak olduğunu ve bir gün yine toprağa karışacağını unutmamalıdır.
#
Kalbiniz üç şeyin evi olsun. İmanın, ümidin, aşkın…
Hz. Ali (r.a.)
#
Haksızlığın önünde eğilmeyiniz. Çünkü hakkınızla beraber şerefinizide kaybedersiniz.
Hz. Ali (r.a.)
#
7 yaşına kadar olan çocuğunuzla oynayınız, 15 yaşına kadar arkadaşlık ediniz, 15 yaşından sonra istişare ediniz.
Hz. Ali (r.a.)
#
Allah’ım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle, hakkımda hayırlı olanı gönlüme razı eyle…
Hz. Ali (k.s.)
#
“Duadan bıkkınlık göstermeyiniz. Çünkü dua ile beraber olan hiç kimse helak olmamıştır.”
Hz. Ali (r.a.)
#
Sakladığın sır senin esirindir. Açığa vurursan sen onun esiri olursun.
Hz. Ali (r.a)
#
Yemekte, içmekte ölçüye uymayan kendinin düşmanıdır.
Hz. Ali (r.a.)
#
Hz. Ali (r.a) der ki: “Savaşlarda Hz. Peygamber (s.a.v) kadar düşmana yaklaşan bir kimse bulunmazdı. Birçok kez savaş kızışıp başımız dara düşünce O’na sığınırdık.
#
“Bin kapıdan, yüzbin kaleden içeri girebilirsin de küçücük bir gönülden içeri giremezsin…
Hz. Ali (r.a.)
#
Bir zat Hz. Ali'ye (r.a.) gelerek;
"Sana bazı sorular sormak istiyorum" dedi. Hz. Ali (r.a.) ona;
"Kırk tane de olsa sor" cevabını verdi. Bunu üzerine şöyle bir soru sordu:
"Vâcip nedir, vâcipten daha kuvvetlisi nedir? Yakın nedir, yakından daha yakını nedir? Tuhaf nedir, ondan daha tuhafı nedir? Güç ve çetin şey nedir, ondan daha güç olanı nedir?"
Bu sorulara karşılık Hz. Ali (r.a.) şöyle cevap verdi:
"Vâcip olan tövbedir, ondan daha kuvvetli vâcip günah işlemeyi terk etmektir. Yakın olan kıyamettir, ondan daha yakını ölümdür. Tuhaf olan dünyadır, ondan daha tuhafı dünya sevgisidir. Zor olan kabir hayatıdır, ondan daha zor olanı kabre azıksız olarak girmektir."
#
Evvela kendi nefsine, sonra insanlara nasihat et.
Hz. Ali (r.a.)
#
Kadınlara güzel davranın, çünkü onlar insanlığın anasıdır.
Hz. Ali (r.a.)
#
Hz. Ali (r.a) şöyle demiştir: “Bir ihtiyacı için yanına gelen din kardeşine yardım etmeyen ve kendisini hayır işlemeye ehil görmeyen kimseye şaşarım! Sevap beklentisi ve azap korkusu olmasa dahi, bu kimsenin güzel ahlaka uygun davranmaya bakması gerekir. Zira bu, kişiyi kurtuluş yoluna götürür.”
#
Oruç yalnızca yemekten ve içmekten kaçınmak değildir. Oruç yalandan, batıldan ve boş sözden de uzak durmaktır.
Hz. Ali (r.a)
#
Biri, Hz. Ali Efendimize (r.a) gelerek: "Ya Ali! Allah bu kadar insanı nasıl hesaba çeker?" diye sorduğunda Hz. Ali'den şu cevap almış: "Nasıl rızıklandırıyorsa, öyle."
#
Hz. Ali (r.a), mezarlığa neden sık gittiğini soranlara şu cevabı vermiş:
- İki sebebi var. Anlattıklarıma itiraz etmiyorlar ve arkamdan gıybetimi yapmıyorlar.
#
Mazlumun öç alma günü, zalimin zulmettiği günden daha korkunçtur.
Hz. Ali r.a.
#
Hz. Ali (r.a) şükür ve nimet ilişkisini şu sözleriyle ortaya koyar:
“Nimet şükre ulaştırır. Şükürse nimetin artmasıyla doğrudan ilişkilidir. Her ikisi birbirine yakın iki boynuz gibidirler. Kuldan şükür kesilmediği sürece, Allah-ü Teâlâ’dan nimeti artırmak asla kesilmez.”
#
Hz. Ali (r.a) bir gün yolda aceleyle giderken bir karıncayı incitti. Karınca elini ayağını oynatarak çırpınmaktaydı. Hz. Ali karıncanın aczini görünce üzüldü. O bir aslandı ama bir karıncanın halinden perişan hale düştü. Karıncanın toparlanıp yürümesi için bir hayli ağladı, birçok çareye başvurdu. Fakat nafile…
O gece rüyasında Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’i gördü. Hz. peygamber ona dedi ki:
-Ey Ali! Yolda acele etme! İki gündür bir karınca yüzünden gökler yasa boğuldu. Buna da sen sebep oldun. Yoldaki karıncayı incittin. Öyle bir karıncayı incittin ki hakikatten haberdardı. İşi gücü Allah’ı zikretmekti.
Hz. Ali titremeye başladı. Allah’ın aslanı, bir karınca yüzünden tuzağa düşmüştü.
Sonunda Hz. Peygamber (s.a.v) dedi ki:
-Merak etme! Allah indinde şefaatçin yine o karınca olacaktır. “Ya rabbi! O bu işi kasten yapmadı.” diyecektir.
#
Bir gün Hz. Ali (r.a) ile oğlu Hz. Hasan (r.a) (Allah onlardan razı olsun) arasında şu konuşmalar geçer:
Ey oğul, doğruluk nedir?
Kötülüğü iyilikle savmaktır.
Peki, şeref nedir?
Dostlara iyi davranmak, hataları kabullenmektir.
Mürüvvet nedir?
İffetli ve dürüst olmak… Malı helal yoldan kazanmak, yerinde harcamaktır.
Şefkat nedir?
Kendinden zayıf olana bakmak, düşmüş olanları koruyup gözetlemektir.
Alçaklık nedir?
Kişinin sadece kendi nefsi için elde edip kazanması ve yalnız sevdiği şeyler için harcamasıdır.
Cömertlik nedir?
Darlıkta ve bollukta harcama yapmak, ihsanda bulunmaktır.
Cimrilik nedir?
Kişinin elinde bulunan malları üstünlük, harcadıklarını ise ziyan olarak görmesidir.
Kardeşlik nedir?
Darlıkta ve bollukta iyilik yapmaktır.
Korkaklık nedir?
Arkadaşa karşı cüretkâr olmak, düşmana karşı ise geri durmak, ondan kaçmaktır.
Asıl ganimet nedir?
Takva sahibi olmaya gayret etmek, dünyevi şeylere değer vermemektir.
Hilm (yumuşak huyluluk) nedir?
Öfkeye hâkim olmak, nefsin arzularına engel olmaktır.
#
Yüksekliği aradım onu alçak gönüllülükte buldum.
Hz. Ali (r.a)
#
Güzel huy zenginlik sayılır.
Hz. Ali (r.a)
#
Adamın biri ellerini açmış,” Yâ Rab, beni nâmerde değil, merde bile muhtaç eyleme” diye duâ ediyormuş. Bunu duyan Hazret-i Ali şöyle ikâzda bulunmuş:
Kardeşim, Allah’tan hikmetine uyacak şeyleri iste. Uymayacak şeyleri değil. Bir insanın kimseye muhtaç olmadan yaşaması mümkün değildir. Sen ne merde, ne de nâmerde muhtaç olmadan yaşanacak bir hayat düşünebiliyor musun? Şayet böyle yaşamak mümkün olsaydı, insan da hayvanlar gibi dağlarda, derede tek başına yaşar, hemcinsleriyle bir araya gelip de yardımlaşarak köyler, şehirler kurma ihtiyacında olmazdı. Sen en iyisi şöyle duâ et: “Yâ Rab, beni nâmerde muhtaç eyleme!”
#
Yaradana isyan hususunda yaratılmışa itaat yoktur.
Hz. Ali (r.a)
#
Bin zulme uğrasan da, bir zulüm yapma.
Hz. Ali r.a.
#
Dünya menfaati bir leşe benzer. Ona talip olan, köpeklerle dalaşmaya hazır olmalıdır.
Hz. Ali r.a.
#
Salih amel, övgü ve ecrin sadece Allah’tan beklediğin ameldir.
Hz. Ali r.a.
#
“Allah nasıl hesaba çekecek?” diye sorulduğunda, Hz. Ali’nin (r.a) sözünü hatırlayalım:
“Dünyada iken nasıl sizin rızkınızı veriyorsa, ahirette de hesaba öyle çekecek!” diyordu.
#
Akıl gibi mal, iyi huy gibi dost, edep gibi miras ve ilim gibi şeref olmaz.
Hz. Ali r.a.
#
Özü doğru olanın sözüde doğru olur.
Hz. Ali r.a.
Ahlak ve fazilet aklın dışarıdan görünüşüdür.
* Akıl gibi zenginlik, bilgisizlik gibi yoksulluk, edep gibi miras, danışmak gibi arka olamaz.
* Akıl tamamlandı mı söz azalır.
* Akıl gurbette yakın bulmaktır; ahmaklık vatanda gurbete düşmektir.
* Akıllı adamın yüreği sırlarının kasasıdır.
* Akıllı kişi ancak üç şey için yolculuk eder: Geçimini sağlamak, ahiretini elde etmek, yahut da haram olmayan zevk ve lezzetlerden faydalanmak.
* Akıllının zannı, câhilin yakıyninden daha doğrudur.
* Akıllının dili gönlünün ötesindedir, ahmağın gönlüyse dilinin ötesinde.
* Âlim ölü olsa bile diridir, Câhil diri olsa bile ölü. (Nehc'ül Belâga)
* Allah bir kulu alçalttı mı, ona bilgi başarısını men'eder.
* Allah'ın bir meleği vardır, her gün bağırır; doğun ölüm için. Toplayın yok olmak için, yapın yıkılmak için.
* Arkadaşını zorlukta, gıyabında ve ölümünden sonra korumayan dost, dost değildir.
* Ayıbın en büyüğü, ona benzer bir ayıp sende de varken başkasını ayıplamandır.
* Babanın, misafirin ve mazlumun duaları geri çevrilmez.
* Bana bir harf öğretenin, kırk yıl kölesi olurum.
* Başkalarının acılarından, geçmiş felaketlerinden ders alanlar, gerçekte mutlu kişilrdir.
* Batıla yardım eden, hakka zulmeder.
* Ben öyle bir insan istiyorum ki; iktidarda iken halktan biri sanılsın, halktan biri iken iktidar sahibi.
* Bildiğim, tanıdığım andan beri hakkı inkâr etmedim. Bana gösterildiği andan beri hakta şüpheye
düşmedim, yalan söylemedim. Kimse de benim yalan söylediğimi söylemedi. Ben ne yolumu sapıttım, ne de benim yüzümden biri yolunu sapıttı.
* Bilmeyenin konuşması kadar, bilenin susması'da çirkindir.
* Bilgi kadar zenginlik yoktur. Cehalet kadar yoksulluk yoktur.
* Bilgin, kadrini bilen kişidir; bilgisiz, yaptığını bilmeyen kişidir. Akıllı, ameline dayanır, câhil, emeline dayanır. Bilgin, kalbiyle, gönlüyle bakar görür; câhil, gözüyle bakar görür.
* Bilgin kişinin bilgisinden dolayı şükrü, bilgisiyle amel etmesi ve o bilgiyi, müstahak olana belletmesidir.
* Bilgisiz kişiyi, bir işte, bir fikirde ya pek ileri gitmiş görürsün, ya pek geri kalmış.
* Bilgiyle dirilen, ölmez.
* "Bi kâne mekâne ve bi yekûnu ma yekânu." (Ne oldu ise benimle oldu ve ne olacaksa benimle olacaktır!)
* Bir dağ bile beni sevse musibetlere uğrar. (Sehl b. Huneyf'il-Ansârî vefât edince buyurmuşlardır.)
* Bir gerçeği savunurken, önce kendimiz inanmalıyız, sonra da başkalarını inandırmaya çalışmalıyız.
* Bir kişi senden emin değilse, sen de ondan emin olma.
* Bir kişiyi lâyığından fazla övmek riyâdır, dalkavukluktur; lâyığından az övmekse ya dilsizlikten ileri gelir, ya hasetten.
* Bir toplumun yaptığına razı olan, onlardan sayılır. Onlardan sayılan her kişinin de iki suçu vardır: O işi işlemek suçu, o işe razı olmak suçu.
* Biri sana sırtını çevirirse üzülme, böylece dostunla düşmanını ayırt etmiş olursun.
* Biziz Peygamber'in elbisesi, onun dostları, ona hizmette bulunanlar, ona varılacak kapılar. Evlere ancak o kapılardan girilir; kapılardan başka yerden girenler hırsızdır; cezâya çarpılır.
* Bütün kitapların özü Kur'an'da toplanmıştır. Kur'an'ın özü, ilk sûre olan Fatiha Suresi'dir. Fatiha'nın özü 'Besmele'dir. Besmelenin özü iste bu (Be) harfidir. Ben de, işte bu (Be) harfinin altındaki noktayım!
* Büyük günahların kefâreti, zulme düşenlere yardım etmek, acze düşenleri ferahlandırmaktır.
* Cenneti arzulayan kimse, dünyada nefsin arzu ettiği şeylerden uzak dursun.
* Cömertlik, istemeden vermektir. İstendikten sonra vermekse utançtandır ve kötüdür.
* Çalışanlar kötülük düşünmeye zaman bulamaz, tembeller ise kötülükten kurtulamaz.
* Çok sert olma, kırılırsın. Çok yumuşak olma, ezilirsin.
* Çocuklarınızı bugüne göre değil, geleceğe göre yetiştiriniz.
* Çocuklarınızın yarın söz sahibi olmasını istiyorsanız, daha bugünden onlara yi kitaplar hediye ediniz.
* Dinini ekmek kazanmak için satan kimsenin dininden nasibi, yediği şeydir.
* Dil bir ölçüdür; cehalet onu hafiflettiği gibi akıl da onu ağırlaştırır.
* Dostları yitirmek, gurbete düşmektir.
* Dostların kalbini kırmakla, düşmanların arzularına hizmet etmiş olursun.
* Dostların kalplerini insana ısındıran, düşmanların kalplerinden kini gideren en güzel şey, onlarla karşılaşınca güler yüzlü olmak, gıyabında hallerini sormak, huzurlarında ise iyi ve yumuşak davranmaktır.
* Dostlukta ileri gitme, olur ki o dost bir gün düşman kesilir; düşmanlıkta da haddi aşma, olur ki o düşman bir gün dost olur.
* Dua mü'minin silahıdır ve dininin direğidir, göklerin ve yerin nurudur.
* Dünün geçti, yarınında belli değil, öyleyse bugünü iyi geçirmeye bak.
* Dünyâ dört şey üstünde durur: Bilgisiyle amel eden, halka da öğreten bilgin; öğrenmekten utanmayan, çekinmeyen bilgisiz, varlığında nekeslikte bulunmayan cömert, âhiretini dünyâsına satmayan yoksul. Bilgin, bilgisini yitirirse, bilgisiz de öğrenmekten çekinir. Zengin, malında nekeslik ederse yoksul da âhiretini dünyâsına satar.
* Dünyada halkın efendileri cömertler, ahirette ise çekinenlerdir.
* Dünyada hiçbir şeye minnet etme, özgürlüğünü ancak bu şekilde koruyabilirsin.
* Düşünce sâf bir aynadır. İbret almak korkutan bir öğütçü, başkasında görüp de hoşlanmadığın şeyden çekinmense edep olarak yeter sana.
* Eğer hayırlı bir iş görmek istersen, bugünün işini yarına koyma. Çünkü yarına kadar ne olacağı belli değildir.
* Emaneti, peygamberlerin evladının katiline ait olsa bile sahibine geri verin.
* Emir sahibi olmak, insanların özlerinin sınanmasıdır.
* En büyük günah, haksız yere müslüman bir kimsenin malını gasbetmektir.
* En hayırlı dost, seni hayra sevk edendir.
* En iyi ibadet, sabır, sükut ve kurtuluşu (İmam Mehdi’nin zuhurunu) beklemektir.
* Erdem sahibinin değerini, yine erdem sahibi olanlar bilir.
* Evvela kendi nefsinize, sonra insanlara nasihat et.
* Ey âdemoğlu, ihtiyacından fazla kazandığın şeyi başkası için biriktirmedesin
* Ey âdemoğlu, kendi nefsinin vasîsi ol da malında, senden sonra ne yapmalarını istiyorsan sen yap.
* Ey insanlar, dünya sevgisinden sakının; zira dünya sevgisi her günahın başı, her belanın kapısı, her fitnenin yoldaşı, her musibetin de sebebidir.
* Gözünün nurunu geliştirmek isteyen, Allah korkusuyla ağlasın.
* Güzel ahlak, en iyi arkadaştır; mü’minin amel defterinin nişanesi güzel ahlakıdır.
* Hâin kişilere vefâda bulunmak, Allah'a hıyânette bulunmaktır; hâinlere gadretmekse, Allah'a vefâ etmek demektir.
* Haklı olduğun zaman, hiç kimseye boyun eğmeyeceksin.
* Haksızlık önünde eğilmeyiniz. Çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz.
* Halk ile dostluk ve samimiyeti, Allah’ın itaati üzere olan kimseye ne mutlu.
* Hasetçinin huzuru, çabuk darılanın dostluğu, yalancının ise yiğitliği olmaz.
* Hayra niyet edince acele et ki, nefsin seni yenip de niyetinden caydırmasın.
* Her musibetin bir zamanı vardır, o zaman mutlak yaşanmalıdır; o musibet birinizin başına geldiğinde, zamanı gelip geçene kadar teslim olup sabretsin. Zira musibetin yöneldiği zaman onu gidermek için çare aramak, onun zorluğunu çoğaltır.
* Her kaba bir şey koyunca daralır; ancak bilgi kabı müstesnâ. Ona bilgi kondukça genişler.
* Herşeyi boğazına atan zengin, fakir hükmündedir.
* Hiçbir acı cehaletten daha fazla zahmet verici değildir.
* Hiçbir zaman cahil bir insanla tartışmayı kazanmadım.
* Hiçbir insan, ister şaka olsun, ister ciddi, yalan konuşmayı terketmedikçe imanın tadını anlamaz.
* Hiçbir işte gereğinden çok acele etme. Dikkatli olanlar kendilerini zor duruma girmekten korurlar.
* Hikmet mü’minin yitik malıdır; bu mal, şer ehlinin elinde olsa bile onu alması gerekir.
* Hikmet, müminin yitik malıdır; isterse nifak ehlinden olsun, hikmeti al. ("Hikmet müminin yitik malıdır." Hadis, Künûz'ül-Hakaaık, 2, s.49).
* Hilim(yumuşak huyluluk) gibi üstünlük yoktur.
* Hoş geçinmek aklın yarısıdır.
* İki kişi yoktur ki halkı kendisine uymaya çağırsın da, biri sapıklıkta olmasın.
* İki şey halkı yok eder: Fakirlik korkusu ve üstünlük talep etmek.
* İki şeyin elden gitmeden değerini takdir etmek zordur: Biri sağlık, öteki de gençlik.
* İlim bir noktadır, onu çoğaltan cahillerdir.
* İlim Hakiki bir Mürşiddir.
* İlim maldan hayırlıdır; ilim seni korur, sense malı korursun. Mal, vermekle azalır, ilim öğretmekle çoğalır.
* İman gönülle tanımak, dille ikrâr etmek, âzâ ile de kullukta bulunmaktır.
* İman, kabul olan söz (dil ile şehadet etmek), yapılmış olan amel ve akıl ile tanımaktan ibarettir.
* İnanan kişinin günde üç işi vardır: Bir zaman Rabbiyle münâcât eder, ona kullukta bulunur; bir zaman geçimi için çalışır; bir zamanı da vardır, helâl ve güzel lezzetlerle zevklenir. Akıllı kişi, ancak üç şey için yolculuk eder: Geçimini sağlamak, âhiretini elde etmek, yahut da haram olmayan zevk ve lezzet elde etmek için.
* İnananın yüzünde güleçlik vardır, kalbindeyse hüzün. Gönlü her şeyden geniştir, nefsi her şeyden alçak. Yücelikten nefret eder, şöhrete düşmandır, gamı gussası uzundur, düşünmesi derin. Susması fazladır; vakti yoktur. Çok şükreder, çok sabreder. Düşünceye dalmıştır, ihtiyâcı olanları görünce kendi ihtiyâcını hatırlamaz bile. Huyu güzeldir, geçinmesi hoş ve yumuşak. Şeref ve din bakımından serttir, huy bakımından kuldan alçak.
* İnsan, dilinin altında gizlidir.
* İnsanlar, bilmedikleri şeylere düşmandırlar.
* İnsanoğlu, her şeyden daha çok terazinin (kefelerine) benzer; ya cehaletiyle hafif veya ilmiyle ağır olur.
* İnsanın değeri, becerdiği şeylerle ölçülür.
* İnsanlarla öyle geçinin ki öldünüz mü ağlasınlar size; sağ kaldınız mı sevgiyle çağrışsınlar sizin için.
* İnsanların en âcizi, insanlardan kardeş edinemeyenidir; ondan daha âcziyse kardeş edindikten sonra onu yitirenidir.
* İnsanların en fazla bağışlaması gerekeni, cezâ vermeye en fazla gücü yetenidir.
* İnsanların gönülleri ürkektir; kim onları elde ederse ona alışırlar.
* İnsanların solukları ecellerine doğru attıkları adımlarıdır.
* İyilik yapmak, hayır ameli gizlemek, belalara karşı sabırlı olmak ve musibetleri dile getirmemek, cennet hazinelerindendir.
* Kabe'nin Rabbına yemin olsun ki ben kazandım.Son sözleri
* Kalp kör olduktan sonra, gözlerin görmesinde hiçbir fayda yoktur.
* Kanaat et (kısmetine razı ol), aziz olursun.
* Kendinize Allah yolunda kardeşler edininiz. Çünkü onlar dünya için de ahiret için de lazımdır.
* Kişinin değeri yaptığı bağıştadır.
* Kişinin kendini beğenmesi, aklının zayıf olduğuna delalet eder.
* Korku ümitsizliğe eş olmuştur; utanç mahrûmiyete. Fırsat bulut gibi geçip gider; hayırlı fırsatları elde etmeye çalışın.
* Kötülükte bulunanları iyilik edene mükâfat vererek payla, yola getir.
* Kudret altında olan her aziz, zelildir.
* Kuduz köpeği bile katletme.
* Makamın benim nazarımda keçi sümüğü kadar değeri yoktur.
* Mümin, kardeşlerine karşı ululanmaya, ona güler yüz göstermemeye başladı mı, ondan ayrıldı demektir.
* Mü’min kişi gününü üç zamana ayırır: Bir bölümünde Rabbiyle münacat eder (O’na ibadet eder); bir bölümünde kendi nefsini muhasebe eder; bir bölümünde de helal ve güzel lezzetlerle meşgul olur.
* Namaz, her temiz kişinin Tanrı'ya yaklaşmasıdır.Hac, her zayıfın savaşıdır. Her şeyin zekâtı vardır; bedenin zekâtı da oruçtur. Kadının savaşıysa kocasıyla iyi geçinmesidir.
* Ne kadar yoksul ve aç olursa olsun, kanaat sahibi zengindir.
* Nice kan vardır ki onu dil döker.
* Oğulcuğum, benden dört şey belle, işlediğin zaman sana zarar vermeyecek dört şeyi de aklında tut: Zenginliğin en üstünü akıldır; yoksulluğun en büyüğüahmaklık. Korkulacak şeylerin en korkuncu kendini beğenmektir; soyun-sopun en yücesi güzel huy. Oğulcuğum, ahmakla eş dost olmaktan sakın; sana fayda vermek isterken zararı dokunur. Nekesle eş dost olmaktan sakın; ona en fazla muhtâç olduğun zaman yardımına koşmaz, oturur. Kötülük edenle eş dost olmaktan sakın; o, pek az bir şeye seni satar gider. Yalancıyla eş dost olmaktan sakın; çünkü o, serâba benzer; uzağı yakın gösterir sana, yakını uzaklaştırır senden.
* Ölümü unutmak, kalbin paslanmasındandır.
* Perde kaldırılırsa bile yakinim artmaz benim.
* Rabbin rızasını kazanmak isteyen, zulmeden buyruk sâhibine karşı adalet sözünü söylemelidir.
* Renkten renge giriş, inançtan inanca geçiş, ahmağın alâmetlerindendir.
* Rızık, zekasızların; mahrumiyet, akıllıların; bela ise sabrın payıdır.
* Sabrın imandaki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir. Sabrı olmayanın imanı olmaz.
* Sabır, hedefe ulaşmanın anahtarıdır; direnişin sonu zaferdir. Her isteğin gerçekleşmesinin bir vakti vardır; kader, o vakti harekete geçirir (vücuda getirir.)
* Sabır iki çeşittir: Musibete karşı sabretmek; bu iyi ve güzel bir şeydir; bundan daha güzeli ise, Allah’ın haram kıldığı şeye karşı sabretmektir.
* Sabır en güzel huy, ilim en güzel süs eşyasıdır.
* Sana rağbet ve muhabbeti olan kişiye rağbet etmemen, nasibinde noksana düşmendir.Senden hoşlanmayana rağbet etmense alçalmandır.
* Seni ıslah etmeyen bilgi sapıklık, sana faydası olmayan mal vebaldir.
* Seni inciten kimse özür dilerse, affet. Kin tutma.
* Senin hakkında iyi zanda bulunanın zannını gerçekleştir.
* Siz insanlar kendinizi önemsiz sanarsınız. Halbuki içinizde koca bir evren saklıdır.
* Sorun beni yitirmeden; çünkü andolsun Allah'a, Kur'an'da hiç bir âyet yoktur ki niçin ve kimin hakkında indi, nerede indi, düzlükte mi, dağlıkta mı, hepsini de en iyi bilenim ben. Gerçekten de rabbim bana, anlayan bir akıl, söyleyen bir dil ihsan etmiştir.
* Soruya verilen cevap çoğalınca doğru gizli kalır.
* Söyleyene bakma, söylenene bak.
* Söz ilaç gibidir; azı yaşatır, çoğu öldürür.
* Sözün dikildiği yer, gönüldür; ısmarlandığı yer düşüncedir, onu kuvvetlendiren akıldır, meydana çıkaran dildir; bedeni harflerdir, canıysa anlamı; süsü, düzenli söylenmesidir; düzgünlüğüyse doğru oluşu.
* Suçların en çetini, sâhibine ehven ve ehemmiyetsiz görünenidir.
* Susmak hukmettir; susmak selamettir; sır saklamak, saadetin bir köşesidir.
* Şehvetle kul olan parayla alınmış köleden de aşağılıktır.
* Şahsınıza yapılan kötülüğü affedin, milletinize yapılanı affetmeyin.
* Tamah cahillerin kalplerini hafifleştirir, yerinden söker; arzular, onu rehin alır; hileler, onu bağlar.
* Takva, imanın temelidir.
* Tamah seni kul etmesin, Allah seni hür yarattı.
* Tedbir gibi akıl yoktur.
* Tutumluluk, az şeyi çoğaltır; israf, çok şeyi azaltır.
* Utancın üstünü, insanın kendinden utanmasıdır.
* Uzun arzulu olan, ameli unutur.
* Üç şeye riayet eden mesut olur: Nimet ulaştığında şükretmek, rızık kesildiğinde mağfiret dilemek, sıkıntıya düştüğünde çok "La havle vela kuvvete illa billah" demek.
* Ümitsizliğin acılığı, halka yalvarmaktan yeğdir.
* Ya söyleyen, öğreten bilgin ol, ya dinleyen belleyen öğrenci, üçüncüsü olma.
* Yalnızlığa alışmakla, izzetinin bekası için çalış.
* Yoksulluk bir insan olsaydı, onu katlederdim.
* Yoksul bir adam kendi ülkesinde yabancı gibidir.
* Yüksekliği istedim, onu alçak gönüllülükte buldum.
* Zahidlik, arzuları azaltmak, her nimete karşı şükretmek ve Allah’ın haram kıldığı şeylerden kaçınmaktır.
* Zanaat tükenmez maldır.
* Zenginlik gurbette yurttur; yoksulluk yurtta gurbet.
* Zikir de (Allah’ı hatırlamak) iki çeşittir: Musibet vakti zikretmek, bu iyi ve güzeldir; bundan daha güzeli ise insanı Allah’ın haram kıldığı şeylere yönelmekten alıkoyan zikirdir.
#
Bir gün Hz. Ali r.a. şöyle dedi:
“ İki nimet var ki beni hangisinin daha çok sevindirdiğini kestiremiyorum. Birincisi, bir adamın ihtiyacını karşılayacağımı düşünerek bana gelmesi ve bütün samimiyetiyle yardım istemesidir. Diğeri de, o kimsenin arzusunu Allah’ın benim vasıtamla yerine getirmesidir. Bir müslümanın işini görmeyi yer dolusu altın ve gümüşe sahip olmaya tercih ederim.”
_________
Allah, dinini düzelten kişinin dünyasını da düzeltir.
Hz. Ali r.a
_________
Hz. Ali’ye (r.a.); “Niçin çok akıllı kimseler fakir oluyor ekseriyetle?” diye sorduklarında:
“Kulun aklı rızkına mahsup (hesap ve dahil) edilir.” Cevabını vermekle rızık taksimindeki bu inceliğe işret etmiştir.
________
Edep bir damladır, damladı mı yok olur.
Hz. Ali r.a.
__________
Zalimin ömrü, gölgesi kadardır.
Hz. Ali r.a.
__________
İşin iyisi, başlangıcı kolay, sonu güzel ve neticesi hayırlı olandır.
Hz. Ali r.a.
_________
Zalimin ömrü, gölgesi kadardır.
Hz. Ali r.a.
_________________
Hz. Ali’ye (r.a):
Allah, bu kadar insanı nasıl hesaba çeker? Diye sorulduğunda:
Nasıl rızıklandırıyorsa, öyle cevabını vermiştir.
__________________
Cahil ile sakın lâtife yapma! Dili zehirli olduğundan gönlünü yaralar.
Hazret-i Ali (k.v)
______________________
Ahlâk, üç hasletle aranır. Onlar da; haramdan uzaklaşmak, helâl aramak ve aile afradına imkan nisbetinde genişlik göstermektir.
Hz. Ali r.a.
|